Bütün övgüler Sri Guru ve Gauranga'ya
Math Header

Mahaprabhu'nun Sannyas Töreni

Bu bölüm, Bir Ayrılık Trajedisi, Sri Krishna Chaitanya Mahaprabhu'nun Beşyüzüncü Doğum Yıldönümünü anısına 1983 yılında yayınlanmış olan Srila Sridhar Maharaj'ın İlahi Aşkın Altın Volkanı (The Golden Volcano of Divine Love) adlı kitabından alınmıştır. Bölümde genç Nimai Pandit'in [Altın Renkli Lord Sri Chaitanya Mahaprabhu'nun] acımasız, kalpleri parçalayan Sannyas töreni anlatılır (ve nedenlerinden bazıları irdelenir), Onun vazgeçmişlik yaşantısına girişi - ve adanmış kullarının, ailesinin ve arkadaşlarının duyumsadıkları yoğun ayrılık acısı aktarılır. 


Bir Ayrılık Trajedisi

Nimai Pandit, güneşe göre yapılan hesaplarda, yıldızların hayırlı bir açıya geldiği Makara-Sankranti gününde, vazgeçmişlik inisiasyonu, sannyasa almak üzere Katwa’ya gitti. Artık bundan sonra Sri Chaitanya Mahaprabhu olarak bilinecekti. Yüzerek Ganj’ı geçti ve ıslak giysilerle Katwa’ya doğru koşmaya başladı. Bundan az önce arkadaşlarından yalnızca bir kaç tanesine, Nityananda Prabhu, Gadadhara Pandit, Mukunda ve diğerlerine şunu söylemişti, “Vazgeçmişlik giysilerini alma zamanı çok yaklaştı.”

Bundan birkaç gün önce, Nimai Pandit karşıtı bir grup oluşmuştu. Maddesel yapının en üstün ilke olduğuna ve bilincin, maddenin ürünü olduğuna inananlar Nimai Pandit'e saldırmaya başlamışlardı. O şöyle düşünüyordu, “Ben en düşük insanları kurtarmak için geldim, ama eğer onlar Bana karşı suç işlerlerse yükselmeleri için hiç umut kalmaz.” 

Birden şöyle dedi, “Ben en büyük şifayı sağlayan ilaçla geldim, ama şimdi görüyorum ki hastalıkları hızla ilerliyor ve tedavisi de imkansız. Bu kıyamete kadar böyle sürecek. Hastalar doktorlarını karalayarak günah işliyorlar. Beni aşağılamak için plan yapıyorlar. Benim bir aile reisi olduğumu, yeğenleri olduğumu, onlardan biri olduğumu düşünüyorlar. Bu en düşmüş çağ için en iyi ilaçla geldim, oysa görüyorum ki bana karşı komplo kuruyorlar. Artık onlardan biri olmadığımı göstermeliyim.” Böyle düşünmüştü, “Aile yaşantısını terk edeceğim ve sannyas alacağım; köy köy, kasaba kasaba dolaşıp Krishna’nın Kutsal Adını yayacağım.” Kararı buydu ve bir kaç gün sonra Keshava Bharati Maharaj’dan sannyas almak üzere Katwa’ya gitti.

Sannyas almak üzere oradan ayrılmadan bir gün önce Nimai Pandit'in evi, öğleden sonra başlayıp akşam saatlerine kadar adanmışlarla dolmuştu. Her yıl o gün, Bengal’de Lakshmi Puja'ya, şans Tanrıçasına ibadet günü olarak kutlanır, çok özel pastalar yapılır dağıtılırdı. Nimai ertesi gün erkenden sannyas almak üzere oradan ayrılacağını bildiğinden izdeşçilerini oraya öylesine çekmişti ki neredeyse bütün belli başlı adanmışlar Onu görmek üzere orada toplanmışlardı.

Hare Krishna Maha Mantra
Hepsi de Lord’a sunmak üzere, çiçekten kolyelerle ve pek çok değişik sunularla gelmişlerdi. Nimai çiçek kolyeleri aldıktan sonra getirenlerin boyunlarına astı. Sadece en yakın dört adanmış Onun ayrılacağından haberdardı; Diğerleri, Onun Navadwip’deki son günü olduğunu bilmiyorlardı. Çiçek kolyeleri kendi elleriyle adanmışların boynuna astı ve onlardan şu istekte bulundu, “Her an Krishna’nın adını söyleyin. Hangi koşulda olursa olsun Krishna Nama'dan vazgeçmeyin. Başka hiçbir şey yapmayın. Çalışırken, yerken, uyurken, uyanık iken gece gündüz - ne yaparsanız yapın sürekli olarak Krishna’nın adını söyleyin. Her an Krishna’dan söz edin - başka şey konuşmayın. Eğer Bana gerçekten bağlıysanız ve seviyorsanız Krishna’nın adını söylemeden hiçbir şey yapmayın. Krishna bilincinde gelişin. Krishna hepimizin özüdür. Babamızdır; Bizler Ondan geldik. Babasına gönül borcu duymayan oğul her doğumda cezalandırılır. Her zaman Tanrı'nın şu adlarını söyleyin: 
Hare Krishna Hare Krishna Krishna Krishna Hare Hare
Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hare Hare
Bundan başka bir dinsel ilkeye gerek yok. Yalnız Hare Krishna söyleyin. Bu sıradan bir mantra değildir, Maha-Mantra’dır, mantraların en büyüğüdür, yeryüzündeki tüm mantraların özüdür. Bundan başka reçete uygulamayın. Tanrı'nızı hatırlayın, evinizi hatırlayın. Burası yabancı bir ülke; burada özlemini çekeceğiniz hiçbir şey yok. Her an eve dönmeye, Tanrı’ya dönmeye çalışın.” Lord böyle konuştu; bütün adanmışlar ise sezgisel olarak Onu görmeye geldiler, çünkü o akşam, Nimai Pandit'in Navadwip’deki son akşamıydı.
 
Lord ve Meyve Satıcısı
O gece geç vakit, Sridhar Kholaveca adlı bir adanmış geldi. Plantain ağacı (muz ağacına benzer bir ağaç) meyvesi yetiştirirdi. Ağacın olgunlaşmış veya ham yeşil meyvelerini ve tabak olarak kullanılan geniş yapraklarını satardı. Nimai bazen meyveler için değerinden daha az öderdi ona, bazen de en iyi meyvelere el koyar para falan ödemezdi. Sridhara o gece geç vakit ona bal kabağı sunmaya geldi. Nimai şöyle düşündü, “Neredeyse tüm yaşamımı onun bir sürü şeyine el koyarak geçirdim. O ise bu son akşam Bana şu harikulade, karşı konulmaz kabağı getirdi.” Ve Sacidevi’ye sordu, “Anne, Sridhara Bana şu kabağı getirdi. Lütfen, nasıl pişirebileceğini bir düşün.” Yatma vakti bir kişi süt getirdi. Nimai annesine, “Anne bu sütle ve kabakla tatlı pirinç hazırla” deyince Sacidevi pirinçli kabak tatlısı hazırladı: süt, pirinç ve şekerle kaynatılan kabak.

O gece geç saatlerde, saat üç sularında Nimai oradan ayrıldı. Visnupriya-devi’yi yatakta uyurken bıraktı. Annesi Sacidevi, olacakları sezmiş kapıda bekçilik yapıyordu. Nimai onun önünde secde edip uzaklaştı. Nimai ayrılırken, annesi taştan bir heykel gibi, kapı eşiğinde öylece oturup kaldı. Tek bir söz söyleyemedi. Adeta dilsizdi.  

Saat üçü biraz geçe Nimai yüzerek Ganj’ı geçip üzerinde ıslak giysilerle doğruca, yaklaşık yirmi beş mil ötedeki Katwa’ya yönelmişti. Dokuz, on sularında oraya ulaştı. Sannyas almak için Kesava Bharati’ye yaklaştı.

 
Sachi Annenin Kederi
Sabahın erken saatlerinde adanmışlar Nimai’yi görmeye geldiler ve kapının eşiğinde Sacidevi’yi heykel gibi otururken buldular. Kapı açıktı. Ev bomboştu. “Neler oldu Sacidevi?” diye sordular. O da, “Siz adanmış kulları bekliyordum. Bu ev sizin olsun. Ben başka bir yere gideceğim. Artık bu eve giremem. Sizler Onun kullarısınız; gerçek varisleri sizlersiniz. Sizin olsun.” Etrafına toplandılar ve onu avutmaya çalıştılar. “Gidecek misin? Geride bıraktığı genç eşi ne olacak? Kızcağız henüz on dört yaşında. Onu kim koruyacak? Sana verilen sorumluluğu göz ardı edemezsin. Sorumluluk senin omuzlarında.” Böylece gelip onu avutmaya, biraz ümit vermeye çalıştılar.
 
Adanmışlar bir anda Nimai Pandit'in, Sri Gauranga’nın Navadwip’i terk ettiğini duydular. Sannyas almak için Katwa’ya, Kesava Bharati’nin ashramına gittiğini, Navadwip’deki insanlara ebediyen veda ettiğini öğrendiler.

Her yanı kapkara bir gölge kapladı. Oradakilerin çoğu ağlamaya, göz yaşı dökmeye başladı. İçlerinden çoğu Katwa’ya doğru koşmaya başladı. Nimai Pandit eşi bulunmaz bir bilgindi, güzel bir yapıya sahipti, açık tenli uzun boyluydu ve cömertti. İnsanları Krishna’nın Kutsal Adıyla çılgına çevirmişti. İki büyük günahkarı Jagai ve Madhai’yi sefih yaşantıdan kurtarmıştı. Mrdangayı, ya da davulu kıran Müslüman hükümdar Kazi’yi durdurmayı başarmıştı. Üst düzey eğitim kültürüyle, özellikle de mantık bilgisiyle ünlenmiş olan Navadwip’i  fethetmeye çalışan birçok bilgini, ünlü bir pandit olarak  dize getirmişti.

O sıralarda Navadwip’de mantık [nyaya], maddesel enerji’ye ibadet [tantra] ve resmi Hinduizm [smrti] ön plandaydı. Navadwip bilim açısından ün kazanmıştı. Eğer panditler Navadwip’li bilginleri yenemezlerse ünlenmeleri imkansızdı. Çok uzaklardan, Kashmir’den Keshava Kasmiri’nin, bir pandit olduğunu belgeleyen bir sertifika almak için Navadwip’e gelmesi gerekmiş, Nimai Pandit ise onu dize getirmişti. Keshava Kasmiri öylesine büyük bir pandit idi ki, onun Bilgi Tanrıçası Saraswati’nin en gözde çocuğu olduğu söylenirdi. Kimse onunla boy ölçüşemezdi. Yine de, Nimai Pandit tarafından yenik düşürüldü.

 
Doğan Güneş Gibi Parlak
Ancak, Navadwip’de yaşayan insanlar Onu takdir edemedikleri için Nimai Pandit Navadwip’i ebediyen terk etti ve sannyas aldı. Katwa’ya gitti, orada hemen Ganj kıyısında Keshava Bharati adlı bir Sannyasi vardı. Nimai ona gitti ve sannyas istedi. Keshava Bharati birden ashramının ışıkla dolduğunu fark etmişti. İlk önce, tam önünde güneş doğuyor sandı; sonra ışık saçan bir insanın kendisine yaklaşmakta olduğunu gördü. Yerinden doğruldu ve görmeye çalışarak gelene yaklaştı. “Bu ne olabilir?” diye düşündü 

Ardından büyük adanmış bilgin, Nimai Pandit’in gelmiş olduğunu anladı. Nimai Pandit karşısında durdu ve şöyle dedi, “Senden sannyas almak istiyorum.” Ama Keshava Bharati Nimai’nin önerisini kabul edemezdi. “Senin güzelliğin ve kişiliğin beni büyüledi,” dedi. “Ama çok gençsin, henüz yirmi dört yaşındasın. Annenin, eşinin ve büyüklerinin hali ne olur? Onlara danışmadan sana vazgeçmişlik giysileri vermeye cesaret edemem.”

O sırada, ünlü Makara-Sankranti tatili olduğundan pek çok kişi Ganj’ın kutsal sularında banyo yapmaya gelmişti. Söylenti, orada toplananlar arasında ateş gibi yayıldı: “Navadwip’den Nimai Pandit sannyas almaya gelmiş.” Büyük bir kalabalık oluşuncaya kadar birçok insan oraya koştu.

 
Sevgi Dolu Direniş
Herkes Mahaprabhu’nun sannyas almasına karşı çıktı. Bazılarından protesto sesleri yükseldi: Keshava Bharati! Bu genç adamın sannyas almasına izin vermeyeceğiz. Eğer bu çekici, genç, güzel çocuğa sannyas verirsen bil ki ashramını şu an yerle bir ederiz. Böyle birşey olamaz.

Oysa Nimai Pandit sannyas için ısrar ediyordu. Sonunda Kesava Bharati Ona şu soruyu sordu, “Demek hakkında çok şey duyduğumuz Nimai Pandit sensin, öyle mi? Bir çok bilgin Navadwip’i, bilginin merkezini fethetmek için geldi ve Sen onların hepsini dize getirdin. Sen O Nimai Pandit misin?” “Evet,” dedi Nimai. Keshava Bharati şöyle devam etti, “Sana sannyas verebilirim ama önce annenin onayını alman gerekir —aksi halde vermem, bunu yapamam.” Nimai aniden izin almak için Navadwip’e doğru koşmaya başladı, Keshava Bharati ise şöyle düşünüyordu: “Öylesine otoriter bir kişiliği var ki, her şeyi yapabilir.”

Nimai’yi geri çağırdılar. Keshava Bharati şöyle dedi, “Olağanüstü kişiliğinle her şeyi yapabilirsin. Oraya gider, koruyucularını büyüler, izin alır ve dönersin. Senin için hiçbir şey imkansız değil.”

Sıradan insanlar Keshava Bharati’ye şunları söylerken büyük öfke içindeydiler, “Swamiji, bu küçük çocuğa sannyas vermene izin veremeyiz. Bu imkansız birşey! Eğer verirsen ashramını darmadağın ederiz.” Sri Chaitanya Mahaprabhu kirtana başladı. Hare Krishna söylüyor ve çılgınlar gibi dans ediyordu. Öfkeli kalabalık büyüdü, zaman zaman tartışmalar çıktı. Ve bütün bir gün bir karara ulaşılmadan sona erdi. Gece sankirtan ile geçti. Ertesi gün, bazı itirazlara rağmen Nimai’nin dileği yerine geldi.

 
Milyonlar Gözyaşı Döküyor
Nityananda Prabhu, Nimai’nin dayısı Candrashekhara, Mukunda Datta ve Jagadananda Pandit birbiri ardından oraya geldiler. Ve o gün öğlenden sonra, sannyas töreni başladı. Candrashekhara Acarya’dan, zikir yapıp dans eden ve izleyenleri büyüleyen Nimai Pandit yerine seremoniyi yerine getirmesi istendi. 
laksa locanasru-varsa-harsa-kesa-kartanam
koti-kantha-krsna-kirtandhya-danda dharanam
nyasi-vesa-sarva-desa-ha-hutasa-kartaram
prema-dhama-devam eva naumi gaura-sundaram
Milyonların gözlerinden seller gibi yaşlar boşanırken O, güzel saçlarının kazınmasından mutluluk duydu. Sri Krishna Chaitanya inziva sopasını alırken milyonlarca ses Krishna’nın ihtişamını anlatan şarkılar söyledi. O andan başlayarak nereye gitse, kim Onu sannyasi giysileri içinde görse, kederinden ağladı. Ben, O güzel, ilahi aşk bahşeden, Altın renkli Tanrı’nın ihtişamının şarkılarını söylerim.
 
Mahaprabhu'nun Sannyası
Sahne Katwa’da geçmekteydi. Dört yüz yetmiş dört yıl önce Sri Chaitanya Mahaprabhu sannyas aldı. Genç ve güzeldi, uzun bir yapısı vardı. Yalnızca yirmi dört yaşındaydı ve güzel, dalgalı saçlara sahipti. Bir berberden Onu traş etmesi istendi. Adam yanına geldi, ama sonra geri çekildi. Berber Nimai’nin bedenine dokunmaya cesaret edemiyordu. Ağlamaya başladı. “Bu kadar güzel bir başın böylesine güzel saçlarını nasıl traş edebilirim?” Daha başkaları da yüksek sesle ağlıyorlardı, “Ne korkunç birşey bu! Bu sannyası kim icad etti? Hangi katı yürekli bu sannyasa-ashrama'yı yarattı? Çocuk, çevresindekileri, sevdiklerini terk etmek zorunda kalıp kapı kapı dolaşarak dilenecek, arkadaşlarını, akrabalarını terk edecek, çaresizlik içinde göz yaşı dökecek. Yüce Tanrı ne biçim şey yaratmış? Mantığa sığar mı? Mutluluk getirir mi? Ne kadar acımasızca!”

Nimai Pandit gülümsüyordu. Berber tekrar tekrar uyarılınca zorla da olsa Nimai’nın saçlarını traş etti. Önce saçlarına dokunamadı, “Ona dokunamam!” dedi. Ama sonunda yirmi dört yaşındaki bu güzel yüzlü dahi çocuğun güzel, dalgalı saçlarını kesme hizmetini yerine getirmek zorunda kaldı. Önce makas kullandı. Bazı kişiler manzaraya dayanamadılar. Bazıları deliye döndü. İçin için göz yaşı döken, yüksek sesle ağlayan ve bağıranların tam orta yerinde traş tamamlandı.

Nimai Pandit kendisini kaybetmişti. Yarı traşlı haldeyken vecdle ayağa kalkıp kirtana ve dansa başladı. Traş tamamlandıktan sonra berber yemin etti, “Artık bu elle kimseyi traş etmeyeceğim! Dilenirim daha iyi. Berber olarak son görevim bu olsun.”  Berber o günden sonra şekerci oldu.

 
Sannyas Töreni
Sonunda Nimai’nin yakarışları kalabalığı yatıştırdı ve öğle saatinden az önce kaçınılmaz olan gerçekleşti. Sannyas töreni yapıldı. Nimai Pandit'in dayısı olan Candrashekhara Acarya, sannyas töreni ritüellerini gerçekleştirme görevini almıştı. Sıra mantra vermeye gelince Nimai Pandita Keshava Bharati’ye sordu, “Bana vereceğin mantra bu mu? Bir kez rüyamda duymuştum.” Mantrayı gurusunun kulağına fısıldadı. Guru onaylayarak, “Evet,” dedi “Sana vereceğim mantra bu.” Ardından mantra verildi.

Bu Sannyasi'nin adı da öyle sıradan, alışılmış bir biçimde verilmedi. Keshava Bharati tuhaf bir ad ortaya attı: Krishna Chaitanya.  Genellikle Sannyasi'lere verilen on addan hiçbiri Nimai Pandit'e verilmedi. Verilen ad Krishna Chaitanya’ydı. Bu adı duyar duymaz kalabalık bağırmaya başladı, Krishna Chaitanya Mahaprabhu ki jaya! Bütün övgüler Sri Krishna Chaitanya’ya olsun!

Srinivas Acarya’nın babası, Nimai Pandit'in sınıf arkadaşıydı. Kayınpederinin evine giderken Nimai Pandit'in sannyas almak üzere gelmiş olduğunu duydu. Doğruca oraya koştu ve olanları görünce dili tutuldu, perişan oldu, adeta aklını kaçırdı. Sonra ağzından “Chaitanya” dışında başka söz çıkmadı. “Krishna Chaitanya” adını duyduktan sonra bir kişi ona ne dese o yalnızca “Chaitanya!” diye cevap veriyordu. Daha sonra onun adı Chaitanya Das oldu. Önceki adı yitip gitti, herkes ona Chaitanya Das demeye başladı. Nimai Pandit’in sannyas almasına dayanamamıştı.

Sri Krishna Chaitanya, yeni giydiği kırmızı giysiler içinde, gurusunu kucakladı ve her ikisi de Krishna’nın adını söyleyerek dans etmeye başladılar. Bir süre sonra adın anlamı açıklandı. Keshava Bharati Maharaj dedi ki, “Sri Krishna Chaitanya anlam olarak şudur; ‘Sen dünyanın dört bir yanında Krishna Bilincini uyandır.’ Sen bütün insanları Krishna bilincine getirmek için yeryüzüne indin. Bu nedenle Senin için en uygun ad Sri Krishna Chaitanya’dan başkası olamaz.”

 
Nektarsı Dünya
Mahaprabhu, son derece neşeliydi, şöyle düşünüyordu, “Bir sürü ruhu ebedi  kederden ve acıdan kurtaracağım. Bütün dünyayı bu keder okyanusundan kurtarıp nektar dünyasına götürmeye söz verdim ve şimdi bu görevi üstleneceğim.” Neşeliydi, ama çevresindekiler ümitsizlik ve keder okyanusuna dalmışlardı.”

Bazı bilginler, Chaitanya Mahaprabhu’nun sannyasayı Keshava Bharati’den, yani bir Mayavadi'den, bir gayrişahsiyetçiden almış olduğunu vurgularlar. Ancak görüyoruz ki, Keshava Bharati dıştan kendisini öyle göstermiş olsa da Mahaprabhu’yla ilişkiye girince adanmış kul oldu. Aksi halde, şöyle de düşünebiliriz. Keshava Bharati gayrişahsiyetçi kılığına girmiş bir adanmıştır ve sosyal formalite olan sannyas almasında Mahaprabhu’ya destek olarak Onun vaaz vermesini kolaylaştırdı. O sıralar Hindistan'da Mayavadi Sannyasi'ler Vaishnava Sannyasi'lerden daha fazla itibar görüyorlardı ve Keshava Bharati'nin görevi de zaten buydu. Mahaprabhu ondan Sannyasi giysisini Kendi amacı için, vaaz faaliyetinde Kendisine yardımcı olsun diye aldı. Bu şeyler başka türlü de açıklanabilir. Her neyse, Mahaprabhu sannyas aldıktan sonra, Keshava Bharati Sri Chaitanya Mahaprabhu ile beraber şarkı söyleyip dans etmeye başladı. Sankirtan'a katıldı ve inancı tamamen değişti.

 
Krishna Kavramı: Ayrılıkta Beraberlik
Nimai Pandit'in sannyas töreni işte böyle gerçekleşti. Sannyas almış olmasının anlamı neydi? Gelişim için tamamen gereksiz birşey miydi, amacına yardımcı olacak birşey miydi, yoksa gerekli miydi? Arzulanan birşey miydi? Arzulanan birşey olmamakla beraber gerekli bir tarafı da vardır. Krishna kavramının Tanrı inancında Tanrı’yla beraber olma ve Ondan ayrı kalma arasında köklü bir ilişki vardır. Ayrılık olmadan köklü beraberlik olamaz. Ayrılığın acısı kalbin derinliklerine mutluluktan daha çok işler. Böylesi bir acı bizde doyum yaratır. İhtiyaç arttıkça doyum da o denli büyük olur. Bu, özellikle de aşk ilişkilerinde böyledir. Eğer birşeye ihtiyaç yoksa değeri de yoktur. Bu ilkeyle her yerde karşılaşılır. Bir bardak su sıradan birşeydir, ama ona olan ihtiyaç arttıkça, değeri de artar. İhtiyaç demek ayrılık demektir. Doyumdan bağımsız olan ihtiyaç ayrılıktır, açlıktır...
 
 
Büyük Bir Trajedi
Tanrı’ya, yuvamıza dönmeliyiz. Sri Chaitanya Mahaprabhu şöyle der, “Yuvanız çok güzel bir ülkedir. Orası için uğraş vermelisiniz. Neden sürekli olarak savaşlar, salgın hastalıklar, depremler, istenmeyen rahatsızlıklar, hırsızlıklar, çeteler ve çevrenizdeki kişilerle aranızda çıkan çatışmalar yüzünden huzursuzluk içindesiniz? Bütün bunların temelinde kendinizi bu maddesel dünya ile ve etten, kemikten bir bedenle özdeşleştirmiş olmanız gerçeği yatar. Yolunuzu yeniden gözden geçirmeniz ve yuvanıza dönmeniz gerekir.” İşte gerekli olan budur. Ülkemiz öylesine hoş, güzel ve kutsal bir yer ki. Sri Chaitanya Mahaprabhu’nun sannyası hepimiz içindir, bizleri evimize geri getirmek içindir, rahat edelim, yuvamızın güzelliklerini yaşayalım diyedir. Eğer içimizde yuva bilinci varsa o zaman böyle bir öneriyi kabul etmeliyiz: yuvam güzel yuvam.

Sri Chaitanya Mahaprabhu’nun sannyası adanmış kullar ve aile bireyleri için zalimce bir seçimdi. Ama amacı bizleri yuvamıza götürmekti. Birleşmenin vecdini anlamak için Sri Chaitanya Mahaprabhu’nun adanmış kullarından ve yakınlarından ayrılmayı göstermesi gerekiyordu. Ayrılma ve birleşme iki taraflı yarar sağlar. Mahaprabhu’nun sannyası, Onun vazgeçişi, büyük bir ayrılık trajedisidir.


Top of Page | Math Home | Seva Ashram | Glossary | What's New? | Math Index

For more information, please send email to maharaj@scruznet.com.
Page Layout & Design by lcd - September 26, 1995.
Copyright ©1995 Sri Chaitanya Saraswat Math. All Rights Reserved.