Bir keresinde bir beyefendi bana kafa tuttu, “Neden
Śrī Chaitanyadev'i Bengal ile sınırlandırıyorsunuz? Neden Śrī
Chaitanyadev’in izdeşçilerinin ‘Gauḍīya’ Vaiṣṇavalar olduğunu
söylüyorsunuz? Siz Lord’un Adlarını: ‘Chaitanya’, ‘Gaura’,
‘Nimāi’, ve bunun gibilerini zikrediyorsunuz. Oysa ‘Gauḍa’ Bengal
demektir. ‘Gauḍīya’ Vaiṣṇava demek, Śrī Chaitanyadev'i bir eyaletle
sınırlamaktır. Neden ‘Gauḍīya’ Maṭh ve ‘Gauḍīya’ Vaiṣṇava-dharma'yı
destekliyorsunuz? Ben bunu benimseyemiyorum.”
Adanmış: Buna verilecek cevap ne olmalı, Mahārāj?
Śrīla Śrīdhar Mahārāj: Genel olarak belirtilmiştir
ki ‘Vṛndāvan’ belli bir eyalet, kasaba, veya şehir anlamına gelmez.
Onun kendi geniş anlamı vardır. Dolayısıyla, ‘Nabadwīp’ ve ‘Gauḍa’
o anlamda kavranabilir. Eğer biz Nabadwīp Dhām'ı doğru bir
şekilde idrak edebilirsek, o zaman Nabadwīp Dhām'ın belli bir eyalette
konumlanmadığını anlarız. O Vṛndāvan'ın sahip olduğu saygınlığa
sahiptir.
Adanmış: Öyleyse Gauḍa Maṇḍal Vraja Maṇḍal ile aynı mı?
Śrīla Śrīdhar Mahārāj: Gauḍa Maṇḍal Vraja Maṇḍal'dır. 'Gauḍa' sözcüğü 'guḍ' sözcüğünden gelir. 'Guḍ' miṣṭi, tatlı. Birşey
tatlı olunca, eşanlamlısı olan 'guḍ' sözcüğü ile tanımlanabilir. Guḍ
tatlılığı temsil eder. Dolayısıyla Gauḍa Maṇḍal: "tatlı ülke". Vṛndāvan
ve Nabadwīp'de bulunan tatlılığın benzeri başka hiçbir yerde yoktur.
Vṛndāvan'da bu belli bir grupla sınırlandırılmıştır, oysa Nabadwīp'de,
o dağıtılmaktadır. Burada insanlar öğrenirler, “Evet. Tatlı.” Onlar
tatma, beğenme, ve açıklama şansına sahip olurlar, “Evet! Tatlı!” Oysa
Vṛndāvan'da, Lakṣmī Devī bile bilet alamaz. Lakṣmī Devī, servet
tanrıçası, Rāsa-līā'ya girmek için bilet alamaz.
Devotee: O halde nektarın gerçek ülkesi Nabadwīp mi?
Śrīla Śrīdhar Mahārāj: Hiç değilse halk nektarın
gerçekten var olduğunu anlayabilecektir. Rādhā ile Kṛṣṇa o nektarı
Vṛndāvan'daki haremlerinde tattılar, ve sonra Nabadwīp halkına dağıtmak
için bir oldular. Nabadwīp'i eşsiz yapan şey odur: nektarı başkalarına
vermek için iki en üstün ilgili taraf birleşmişlerdir.