Śrīla Bhakti Rakṣak Śrīdhar Dev-Goswāmī Mahārāj Śrīmad Bhagavad-gītā'nın anlamına Prahlād Mahārāj'ın nasıl ışık tuttuğunu açıklıyor.
Śrīla Jīva Goswāmī Prahlād Mahārāj'ı Bhagavad-gītā'daki (9.32) bu yüce şiire örnek olarak kabul etmiştir:
māṁ hi pārtha vyapāśritya ye ’pi syuḥ pāpa-yonayaḥ
triyo vaiśyās tathā śūdrās te ’pi yānti parāṁ gatim
Vyapāśritya, vi apa āśritya demek viśeṣa apa āśritya demektir,
yani, çok alt ve aşağı bir bağlantı anlamına gelir. Burada Kṛṣṇa şöyle
diyor, “Ey
Arjuna, biri Bana çok alt, bayağı türden bir bağlantıyla gelse bile en
üst pozisyona alınır. Bazı insanlar Bana bayağı bir şekilde sığınırlar
çünkü onların soyları o türlüdür. Onlar kirli birliktelikler içinde
doğmuş ya da yaşıyor olabilirler. Striyo vaiśyās tathā śūdrās: onlar kadın, sıradan bir tacir, ya da alt sınıf bir işçi olabilirler, ama en yüksek, en saf mertebeyi elde ederler.”
Śrīla
Jīva Goswāmī, Prahlād Mahārāj'ın adanmışlık yaşamına nasıl başladığını
ortaya koymuştur. Duam odur ki bunu anlatırken Prahlād Mahārāj'a karşı
herhangi bir saygısızlıkta bulunmayalım. Prahlād önceki yaşamında, bir
adanmış olmadan önce, çok aşağı bir ailede dünyaya geldi, evinin
bitişiğinde ise bir Nṛsiṁhadev Tapınağı vardı. Tapınak yıkık dökük bir
haldeydi. Bazen öğle vakti biri gelir birşey
sunardı, ama onun dışında Tapınak neredeyse terk edilmiş
durumdaydı. Tapınağın çevresinde bir avlu vardı, Prahlād oraya
bir kız getirdi, yeri temizledi, ve kızla eğlendi. Bunu yaptığı gün
Nṛsiṁha
Chaturdaśī idi, ve Nṛsiṁhdev ondan memnun kaldı. Nṛsiṁhadev onun
amacını, kötü niyetini görmezden gelerek
Prahlād’ın eyleminin sadece iyi ve aydınlık yönünü gördü: “O bu hayırlı
anda Benim avlumu temizledi.” Bu şekilde Nṛsiṁhadev’in lütfu Prahlād'a
geldi: bağlantı çok kötü bir icraat vasıtasıyla geldi. Ondan sonra
bağlantı arttı, zaman içerisinde gelişti, ve Prahlād Nṛsiṁhadev'e
yöneltildi. Prahlād Mahārāj şimdi śuddha-bhakta'nın [saf adanmışlığın]
büyük bir örneğidir. O ilk başta böyleydi.
māṁ hi pārtha vyapāśritya ye ’pi syuḥ pāpa-yonayaḥ
Prahlād o tür bir soydan [günahkar bir geçmişten (pāpa-yonayaḥ)] geldi, ve böyle birşey yaptı [Lord'a bayağı bir amaç için yaklaştı (vyapāśritya)], ama Lord’un Tapınağını hayırlı bir anda temizledi, ve Lord'la olan ilişkisi o şekilde başladı.
māṁ hi pārtha vyapāśritya ye ’pi syuḥ pāpa-yonayaḥ
striyo vaiśyās tathā śūdrās te ’pi yānti parāṁ gatim
Burada Lord şöyle diyor, “Ben öylesine büyük bir arındırma kapasitesine sahibim ki, karşı taraf, alıcının değeri hiç dikkate alınmayabilir. Benimle olan herhangi bir bağlantı, hatta en zayıf bir bağlantı bile, herhangi bir kimseyi arındırabilir. O bağlantı o kadar yüksek, o kadar saf, ve o kadar cömerttir.”
Lord bizim umudumuzun bu olduğunu gösteriyor, ve bu çok cesaret vericidir.
kiṁ punar brāhmaṇāḥ puṇyā bhaktā rājarṣayas tathā
anityam asukhaṁ lokam imaṁ prāpya bhajasva mām
“Bu durumda iyi davranışa, iyi alışkanlıklara ve iyi yaşam tarzına sahip en yüksek sınıflara, brāhmaṇlara ve kṣatriyalara ne demeli. Sizler belirsiz ve mutsuz bir atmosferin ortasındasınız. Bir şekilde Benimle bağlantı kurun, ve en yüksek konumu elde edin.”
Bu açıktır. Kṛṣṇa bunu çok açık bir şekilde ifade etti, “Belirsizlik içinde (anityam) ve mutsuz bir atmosferde (asukham) olduğunuzda, Benimle bağlantı kurun ve kaderinizi iyileştirin. Dümdüz gidin. Ben böyleyim, siz ise böyle. Gerçek budur. Siz bu umuda sahipsiniz. Şimdi bulunduğunuz yer ne kadar alt düzeyde olursa olsun önemi yok, bunun hiç bir önemi yok. Önemli olan tek şey Benim bağlantımdır. Önemli olan tek şey odur, ve bu samimiyetle kabul edilmelidir. Samimiyetsiz olmayın. Benimle samimi bir şekilde bağ kurun, ne çok şey elde edeceğinizi tahmin bile edemeyeceksiniz.”
Referanslar
māṁ hi pārtha vyapāśritya ye ’pi syuḥ pāpa-yonayaḥ
striyo vaiśyās tathā śūdrās te ’pi yānti parāṁ gatim
[“Ey Arjuna, Bana sığınarak, alt doğum almış insanlar, kadınlar, tüccarlar, ve işçiler bile yüce hedefe ulaşırlar.”]
kiṁ punar brāhmaṇāḥ puṇyā bhaktā rājarṣayas tathā
anityam asukhaṁ lokam imaṁ prāpya bhajasva mām
[“Bu durumda dindar ve kalpten bağlı brāhmaṇlara ve krallara ne demeli? Sen bu geçici ve tatmin etmeyen bedeni aldığına göre, Bana hizmet et.”]