Bütün övgüler Sri Guru ve Sri Gauranga'ya

Sri Baladev ile ilgili alıntılar
 
 
Srila Bhakti Raksak Sridhar Dev-Goswami Maharaj'ın kitaplarından
2012 Görünme Günü'nde derlendi



Sri Baladev ve Sri Krishna

Search for Sri Krishna Reality The Beautiful (Krishna'yı, Güzel Gerçeği Arayış) Birinci Bölüm, Krishna Bilinci: Aşk ve Güzellik, kısım: Ebedi Boşluk.

    Krishna Bhagavad-gita'da der ki (2.47), "Asla görevinizi yapmamazlık etmeyin (ma te sango 'stv akarmani). Benim için çalışmanız gerekir diye işi bırakacak mısınız? Kendinizi o acı veren tepkiye mahkum etmeyiniz, çünkü o zaman lanetlenirsiniz. İşi bırakmaya ve greve gitmeye taraftar olmayın. Hayır. O tehlikeli bir boşluktur. O ebedi boşluğa atlamayın, onun yerine Benim için çalışın; o zaman gelişirsiniz." Krishna der ki, "Her türlü görevi terk et ve bana teslim ol (sarva dharman parityajya mam ekam saranam vraja). Benim durumum böyledir: Ben senin koruyucunum, dostunum, her şeyinim. Senin yaşamının amacı Bende bulunur. Buna inan Arjuna. En azından Seni kandırmamam gerekir. Sen Benim arkadaşımsın - Bundan emin olabilirsin."

   man-mana bhava mad-bhakto
   mad-yaji mam namaskuru
   mam evaisyasi satyam te
   pratijane priyo 'si me

      ~Bhagavad-gita (18.65)

"Her zaman Beni düşün ve Benim adanmış kulum ol. Bana ibadet et ve önümde secde et. Bu şekilde kesinlikle Bana gelirsin. Sevgili dostum, yemin ederim ki gerçeği söylüyorum. Ben herşeyim. Bana gelmeye çalış. Amaç Benim; sadece senin için değil herkes için yaşamın doyumuyum. Mutlak değerlendirmeye göre Benim durumum budur. En azından Benim arkadaşımsın. Seni kandırmam. Bana inanabilirsin. Öyle olduğuma dair sana söz veriyorum."

Krishna burada Kendisini nasıl da çekinmeden ifade ediyor. Bizim çıkarımız için, Kendisine gelelim diye yakarıyor. Ve sözleri, bizi yönlendirmek için Bhagavad-gita'da kayda geçirilmiştir. Ve Lord Krishna, kendisi hakkında vaaz vermek için Sri Chaitanya Mahaprabhu olarak geldi. O Kendi kampanyasını yapmak üzere ebedi dostlarıyla birlikte geldi. Hatta Srimati Radharani'yi, adanmışlığın sembolünü de beraberinde getirdi ve şöyle dedi, "Benim hizmetimdeyken durumunuzun ne kadar cazip olduğunu, Benim öteki yarımın ne kadar güzel ve saygın olabildiğini size göstereceğim. Onun için Benimle gelin." Baladeva da bunu duyurmak amacıyla Nityananda olarak gelmiştir, Vrndavana ise kendisini Nabadwip’de göstermiştir. Bu nedenle kampanyacıya, özellikle de ilahi aşkın ne kadar güzel, ne kadar haşmetli ve ne kadar özveri içerdiğini anlatmak ve göstermek için gelen Krishna'nın Şahsına büyük minnet duyuyoruz.


Sri Guru and His Grace (Sri Guru ve Lütfu) Bölüm Dört, İlk Guru, kısım: İlk Guru.

Nityananda Prabhu ilk manevi öğretmendir. O genel guru kavramını temsil eder. O manevi dünyadaki, eş ilişkisi hazzı hariç, adanmışlığın ilk dört hazzını barındıran guru-tattva ilkesidir. Madhurya-rasada ise Baladeva’nın temsilcisi, Radharani'nin kız kardeşi Ananga Manjari'dir. Nityananda'nın durumu Baladeva’dan daha üstündür. Neden? Çünkü o prema, ilahi aşk dağıtır. Prema nedir? Prema elde edilecek bütün başarılardan daha üstündür. Eğer bir kişi ilahi aşk veriyorsa o zaman diğerleri ona tabi olmalıdırlar. Eğer Krishna Mahaprabhu'ya tabi ise, o zaman elbette Balaram da Nityananda'ya tabidir. Onlar aynıdırlar, ama yücelik eklenince, Balaram Nityananda olur. Ílahi aşk dağıtabilen, o daha üst görevi yerine getirebilen, buraya Nityananda olarak gelmiştir. Temelimizin sağlam ve doğru olması gerekir. Ancak o zaman üzerine yapı yapılmalıdır. Aksi halde yapı olduğu gibi çöker (heno Nitai vine bhai Radha Krishna paite nai). Bizler sağlam temeli Nityananda Prabhu'dan elde edebiliriz.

Kısım: Gauranga'nın Adını zikredin

Nityananda Prabhu, Bengal'de şöyle diyerek kapı kapı dolaştı, "Gauranga'nın adını zikredin! Kulunuz olayım. Eğer sadece Gauranga'nın adını zikrederseniz beni satın alabilirsiniz. Hiçbir ücret veya koşula gerek kalmadan bana sahip olabilirsiniz." Onun yaklaşımı böyleydi.

Mahaprabhu Puri'deyken, Nityananda Prabhu'yu Bengal'e gönderdi. Aynı zamanda da şöyle dedi, "Krishna'nın Kutsal Adını ya da Krishna'ya adanmışlık hizmetini Bengal'de senden başka yayabilecek kimse bulamam. Oradakiler daha çok tantrik yöntemle ve smrti ile ilgililer. Bu sıradan şeylere çok önem veriyorlar. Tüm bilgiyi öğrenip bitirdiklerini düşündükleri için yanlarına yaklaşılmıyor. Bu bakımdan Bengal vaaz için çok zor bir bölge. Kimse sen olmadan kitleleri uyandıramaz. Üst kastlardan uzak dur ve insanlara Krishna'nın Kutsal Adıyla yaklaş. Bu iş için en uygun kişi sensin."

Nityananda Prabhu Bengal'e gitti, ancak Krishna'nın Kutsal Adının yüceliklerini vaaz etmeye çalışmadan Gauranga'nın Adını vaaz etmeye başladı. Nityananda Prabhu Krishna'nın Oyunlarının, sefih bir ruhun maddesel uçarılıklarına, yalan ve hırsızlıklarına çok benzediğini düşünme tehlikesi bulunduğunu gördü. Krishna'nın Oyunları çok mahrem yapıya sahiptir. Kitlelerin Krishna-lilanın saflığını anlaması çok zordur. Sıradan zihniyet, Krishna-lilanın ulaşılacak en yüksek değer olduğunu kabul edemez. Bu nedenle, Nityananda Prabhu Krishna-lila üzerine vaaz vermenin zor olacağını, oysa Gaura-lila hakkında vaaz vermenin kolay olacağını anladı çünkü Gaura-lilada Krishna, Kendisini topluma yaymak için zihninde çok fazla sermaye ile gelmiştir.

Gauranga, Krishna'yı yaymak isteyen dinamo demektir, bu dinamo sıradan insanlara karşı en cömert, en yoğun acıma duygusu ve iyilikle, hatta canilere karşı bile en büyük merhametle şarj edilmiştir. Nityananda Prabhu onların Gauranga ile bağlantı kurmalarını sağlamak istedi, çünkü o zaman Krishna-lila otomatik olarak avuçlarının içinde olacaktı. O nedenle Mahaprabhu'nun emrettiği gibi Radha-Krishna hakkında değil Gauranga hakkında vaaz vermeye başladı. Dolayısıyla Nityananda Prabhu şöyle der, "Bhaja Gauranga, kaha Gauranga, laha Gauranga Nama: Gauranga'ya ibadet edin, sadece Gauranga hakkında konuşun ve Gauranga'nın Adını zikredin." 

Sri Chaitanya-bhagavat'da, Krishna ile Balaram ve Gauranga ile Nityananda arasındaki ilişkiyi anlatan bir başka örnek daha var. Saci Devi rüyasında Krishna ve Balaram'ı bir tahtta otururken görür. Nityananda ise Balaram ile savaşmaktadır, "O tahttan aşağıya in. Artık Dvapara yuga değil. Kali çağı geldi ve Benim efendim Gauranga o tahtta Senin yerini almalı. Sen aşağıya in!"

Balarama karşı çıkmaya başladı. "Hayır, hayır, neden aşağıya inelim? Bu tahtta onca zamandır oturuyoruz." Nityananda Prabhu Onu zorla aşağıya çekmeye başladı, Balaram ise yavaşça boyun eğdi. Nityananda Prabhu şöyle dedi, "Artık o yeri benim Efendim Gauranga almak istiyor. Onun çağı geldi." Bu da gösterir ki Nityananda Gauranga'ya çok düşkündür. O şöyle der. "Krishna çok uzaklarda. Benim Efendim Gauranga'dır."

Bu bakımdan Nityananda Prabhu'ya büyük minnet duymalıyız, çünkü O bizlerin Guru'sudur. Ve Guru'nun lütfu öylesine önemlidir ki Raghunatha Dasa Goswami şöyle der, "Ey, Radharani, senin lütfunu istiyorum. Sen olmadan, Krishna'yı tek başına istemiyorum. Krishna'yı sensiz asla istemem." Bir adanmışın sağlıklı yaklaşımı böyle olmalıdır.


Loving Search for The Lost Servant (Kayıp Hizmetkarı Sevgiyle Arayış), Bölüm Beş, Brahma'nın Yanılgısı, kısım:Krishna Balaram

Krishna ile Balaram ormanda arkadaşlarıyla oyun oynarlarken, genellikle iki grup halinde oynarlar. Krishna bir gruptadır, Balaram ise diğerinde. Krishna’nın Balaram’dan daha güçsüz olduğu düşünülür. Balarama oradaki en güçlü kişiydi, ikinci en güçlü kişi ise Sridam idi, o nedenle Sridam Krishna’nın yanında oynardı.

Balaram ne zaman yenilse, büyük öfkeye kapılırdı. Krishna Kendi takımına ustaca yardım ederdi ve Balarama Krishna’nın hileleri yüzünden Kendi takımının sadakatsizliğine tanık olunca, küçük kardeşi Krishna’ya döner şöyle derdi, “Seni cezalandıracağım!” Buna karşılık Krishna, “Hayır, Beni cezalandıramazsın; Yasoda Anne Beni Sana emanet etti. Bana kötü davranamazsın,” derdi.

Bir gün, Balaram Krishna’ya tokat attı, ancak Krishna Yasoda Anne’ye gitti ve Onu gammazladı. Balaram bundan çok rahatsız oldu ve dedi ki, “Sana bir kere bir tokat atıyorum ve Sen annene Seni sevmediğimi söyleyerek şikayet mi ediyorsun? Krishna, bunu nasıl yapabildin?” Sonunda Krishna’nın aklı karıştı ve yenilgisini kabul etti.

Dolayısıyla Krishna-lila zikzak çizerek devinir (aher iva gatih premna...). Bu temel nokta, Krishna-lila ile ilgili anlayışımızın esası, Rupa Goswami tarafından şu ayette verilmiştir. O şöyle der, “Tanrısal boyutun Oyunlarında her yerde muhakeme aramaya hevesli olmayın. Oyunlar doğal olarak zikzak şeklindedir. Krishna-lila'da hiçbir taraf kusurlu olmadığı halde, yine de, görürüz ki biri diğerinde kusur bulacak ve kavga etmeye başlayacaktır. Orada hiçbir kusur bulunamaz. Ama yine de, lilanın gereksinimi olarak, sahte kusurlar bulunur ve kavga başlar. Lilanın, Oyunların anlamı budur: burada gereksinim nedeniyle karşımıza çıkan şey orada otomatik akış halindedir. Biz kendi muhakememizi ya da değerlendirme ölçütümüzü sonsuzun devinimlerine uygulayamayız. Ve o lila akışı ile bağlantı kurarak edindiğimiz ne tür kazanç varsa, onu ölçme girişimlerimiz yüzünden kaybolur; analizimizin yegane neticesi bu olacaktır. Bu nedenle liladan itaatkar bir tavırla tat almaya çalışmalıyız. Bazen muhakeme, mantık ve analiz gereklidir, ama sadece daha alt düzeyde anlayışa sahip sıradan insanlara vaaz vermek için. Sadece akıl, muhakeme bağımlısı insanlara vaaz vermek amacıyla muhakemenin yardımını almak zorundayız. Ama adanmışlık otomatik, anuraga, hale geldiği zaman mantık da kutsal metin de en aşağı pozisyonda bırakılır. Orada kutsal metinle bağlantılı tartışmalara yer yoktur. Vaidhi-bhakti, adanmışlığın başlangıç aşamaları düzeyine kadar gelişme göstermemiz için, sağduyu bir ölçüde gereklidir. Ama onun ötesinde bir işe yaramaz.

Anuraga-bhajana otomatiktir; lilanın doğası budur: aher iva gatih premna. Orada her şey Onun tatlı iradesiyle hareket eder. Tatlı irade demek sabit bir program yok demektir. O öyle hareket eder ki, "Bu yoldan geçecek," diyemeyiz.

Mysore Maharaja’sı şehir içinde arabayla gezerken, hangi yöne gideceğini söyleyerek şoförü ile konuşmazdı, çünkü sabit bir program düzenlenirse, hayatı tehlikeye girebilirdi. Dolayısıyla ne zaman bir kavşağa gelse bastonuyla şoförün omuzlarından birine dokunurdu. Maharaja kavşaktan sağa dönmek isterse şoförün sağ omzuna dokunurdu. Böylelikle, ne tarafa gideceğini asla açıklamaz, şoföre belli bir güzergaha yönelmesi için sadece son anda işaret verirdi.

Bu nedenle Krishna’nın ilahi devinimleri Onun tatlı iradesiyle saklı tutulur: "Bütün Haklar Saklıdır." Biz Onun tatlı iradesinin üstünde olan bir yasa bulmak isteriz, oysa bu tutarsızdır. Kendisiyle çelişir. Biz bir yandan Krishna Kendi tatlı iradesine göre hareket eder diyoruz, ama bir yandan da Onun hareketini yöneten bir yasa bulmaya çalışıyoruz. Bu bir çelişkidir. Lila tatlı irade doğrultusunda devinir. Biz bunun lila olduğunu söylediğimiz zaman, ona herhangi bir kılıf uyduramayız. Onun belli bir yerde belli bir şekilde gösterildiğini söyleyebiliriz. Ancak bugün de aynı yolun izleneceğinden emin olamayız.

Farklı lilaların farklı çağlardaki anlatımlarında farklılıklarla karşılaşmamızın nedeni budur. Jiva Goswami açıklamıştır ki, Puranalar’da Lord’un Oyunlarının farklı tasvirlerinin yer almasının nedeni, o lilanın bir dönemde bir türlü, bir başka dönemde ise başka türlü oynanmasıdır. Dolayısıyla aynı Oyunun tasvirlerinde bile farklılıklar görürüz. 

Alimler karşı çıkabilirler: "Neden Padma Purana’nın bir yerinde liladan şu şekilde söz ediliyor, oysa Bhagavata Purana, tasviri başka şekilde gözler önüne seriyor? Neden Harivamsa Mahabharata’dan farklılık gösteriyor?" Biz diyoruz ki, farklı kalpalarda, yani çağlarda, Oyunlar farklı şekillerde oynandı. Lord’un belli bir lilası bu dünyada sonsuz şekilde sunulabilir, çünkü O sonsuzdur, bağımsızdır ve mutlaktır. Dolayısıyla mutlaka yaklaşırken, bütün belirsizlikleri ve kuşkuları bir kenara bırakıp, bütün kısıtlamalardan uzak ve son derece cömert olacağız. Ona bu ruhla yaklaşacağız ve geçmişteki önyargılarımızı ve alışkanlıklarımızı, geçmiş deneyimimizin kayıtlarını bir kenara bırakmak için çok daha fazla çaba göstereceğiz.

Altıncı Bölüm, Tanrı'nın Oğul Yönü, kısım: Bala Krishna.

Biz Tanrı Katının babalık yönüne ibadet edenler değil, Tanrı Katının oğul yönüne ibadet edenleriz. Biz Ona dış çemberdeki yaratan ya da kontrol eden olarak değil, oğul kavramı doğrultusunda ibadet ederiz, O merkezdedir. O, çemberde değil, merkezde yer alır. Srimad Bhagavatam’ın anlayışı budur: orada oğul olma, ardından da, daha ilahi bir dışa vurum olan eş olma bulunur. O merkezdedir ve Ondan, Onun uzantıları yayılır. Dolayısıyla bizim mutlak kavramımızda, babası Onu kontrol ediyor, annesi Ona kötü davranıyor ve cezalandırıyor ve O sevgilisinin ayaklarına kapanırken de görülüyor. Değil Guru, Tanrı’nın Kendisi bile Kendi mutlak konumu ile ilgili olarak şaşkınlığa uğramış görünebilir.

Peki neden? İlahi aşk. Prema. O halde ilahi aşk son derece değerli birşey olmalı. Kurtuluşun ardından, hesaba kitaba dayalı adanmışlığın ötesinde, bütün yaratılışın en üstün mertebesinde, ebedi aşk en yüce şekliyle hüküm sürer. Ve güneşten ışık huzmelerinin yayılması gibi Ondan o ilahi aşk yayılır.

O halde O merkezdedir ve Onun uzantısı dört bir yandadır. Baladev bir taraftan geri plandaki her şeyi ayakta tutarak varoluş enerjisini sağlar, öte yandan vecd yönü ise Onun enerjisi olan ve oyunu sırasında Mutlak Bağımsız’ı avucunda bir topa çevirebilen Radharani tarafından kontrol edilir.

Bu idrak edilemez, hesaplanamaz, ama tanrısal boyutun gerçek yapısı budur. Lord şöyle der, "Aham bhakta-paradhino... Evet, Ben kullarıma tabi olmayı kendi irademle kabul etmiş bulunuyorum. Benim Kendime ait bağımsızlığım yok. Adanmış kullarımın Bana olan davranışları öylesine harikulade ki Beni onların önünde boyun eğmeye zorluyor." İlahi aşk öylesine çekicidir ki yaşamın nihai hedefi kabul edilir, Sri Chaitanya Mahaprabhu ise beraberinde Nityananda Prabhu ile o haberi dünyaya yaymak için şahsen geldi.


Golden Staircase (Altın Merdiven), Bölüm İki, Sri Guru'yu görecek Göz, kısım: En Üst Makamın Uyum Yaratan Direktifleri

Ve her zaman şunu aklımızda bulundurmalıyız, biz öznel bir araştırmacı olarak, daha üstün, süptil bilgiyi tümüyle araştıramayız. Aksine, saranagatimizin, teslimiyetimizin derecesine göre, Gerçek, Kendisini bize tanıtmak için aşağıya iner. Bunu her zaman hatırlamalıyız, aksi halde içimizde bir tür taklit ruhu oluşur. Daha üstün ülkenin bilgisi aklın yetki alanı içinde değildir ve böyle olduğunu düşünmek son derece tehlikelidir. Entellektüelizm  tehlikelidir, bizim "Sonsuzu avucumuzun içine aldığımızı" düşünmemize  neden olur. Bu, sonsuz özelliği, Lord'un sonsuz yönünü ihmal etmek olur. O Adhoksaja'dır, akademik araştırmanın kavrayışının ötesindedir.

Bir keresinde Prabhupad'a (Srila Bhaktisiddhanta Saraswati Thakur) şunu sordum, "Srila Rupa Goswami, Lord Balaram'ın Rasa-lila açıklamasını bir şekilde veriyor, Srila Sanatan Goswami ise kendi açıklamasını başka bir şekilde veriyor, ama her biri de talimatını Mahaprabhu'dan alıyor, öyleyse bu farklılık neden?"

Guru Maharaj'ım şöyle dedi, "Krishna'ya neden Adhoksaja denir? Adhoksaja bizim aklımızın içinde uyumlu hale getirilemez. O achintya-bheda-bhedadır, akıl almaz şekilde ve aynı anda bir ve farklıdır. Her iki açıklama da aynı anda doğru olabilir. O achintyadır, idraki mümkün değildir. Acharyalar açıklamışlardır ki, Baladev Rasa-lila gerçekleştirirken, aslında
Kendi kalbinde Rasa'yı Krishna için yönetmektedir. Dış olarak Baladev'in Oyunlara gopilerle beraber doğrudan katıldığı görülür, oysa iç olarak O Krishna'nın o Rasa'dan zevk almasını sağlıyor. Zevk alan Baladev'in Kendisi değildir." Üst makamın uyum sağlayan talimatı bunlardır ve bizler her şeyi bu yolla uyum haline getireceğiz.


Sri Chaitanya Saraswat Math, Nabadwip
http://scsmath.com
| Main Centres